Yaşamın
en gizemli yanlarından biri; yarın ne olacağını bilmeyişimizdir. Biranda değişebilen o kadar çok hayat vardır
ki; aslında bu gizemin canlı kalması buna bağlıdır. Bu belirsizlik, bakış açısı
ile birlikte umuda dönüşür. Umut ise; sizin zor anlarda, ayakta kalmanızı
sağlayan güçtür.
Trader
olmak; yaşamsal döngümüzde yapamayacağımız tahminleri, ekonomi bazlı yapma
sanatıdır. Aslında iyi trader veya kötü trader diye bir şey de yoktur. Asıl; analizlerinde
başarıyı yakalayan veya yakalayamayan trader vardır. Peki; kime göre, neye göre
analiz yapılır? İşte bu kavram kargaşası yaratabilir. Örneğin; şuanda altın
bazlı analiz yapmak isteyen bir trader, Yunanistan seçimlerini mi baz alacak,
yoksa FED’in parasal genişleme hususunda ki tavrını mı? Haklı veya haksızı
arayamazsınız. Bakış açısında oluşan farklar, tutumlara yansıtılır. Bu da haklı
veya haksızı ortaya çıkaracak bir olgu değildir.
Traderda
olması gereken en önemli tutum; sıkıntılı anlarda, kendi ile çelişmemelidir. Kendine
sadık olmayı, bir yaşam biçimi olarak belirleyen traderlar, kazanmak için doğru
adımı atacaklardır.
Yapılan
en büyük hata ise; piyasa ile uğraşmak sizin asosyal olmanızı gerektirmez. Çevrenizi
ve sosyal yaşantınızı kaybetmeniz, aslında psikolojik açıdan piyasada olan
hükmünüzü de negatif yönden etkileyecektir.
Victoria Holt’un dediği
gibi; “Asla pişman olmayın! Eğer sonucu iyiyse, mükemmel. Eğer sonucu kötüyse
bu bir tecrübedir”. Başarısız olduğunuz her an tecrübeleriniz pekişecektir. Tecrübe
ise; sizin para ile kazanamayacağınız bir olgudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder