Avrupa’da krizin domino etkisi, artan
bir ivme ile devam etmektedir. Krizin etkisinin en çok hissedildiği ülkeler
arasında, İspanya’yı listenin üst sıralarında görmekteyiz. Hükümet ekonomik
krizin etkileri ile uğraşırken, siyasette de Katalonya bölgesinin özerklik istemiyle
karşı karşıya gelmiş durumda. İspanya tarihinin en zor dönemlerinden birini
yaşarken, hükümetin uygulayacağı politikalar ise merakla beklenmektedir.
AB istatistik kurumu Eurostat'ın
verilerine göre, İspanya’da işsizlik oranı %25,1’e ulaşırken, Yunanistan’da
%24,4, İtalya’da %10,7 ve Fransa’da ise %10,6 olarak gözlemlenmektedir.
İşsizlik verilerine baktığımızda, İspanya’nın ve Yunanistan’ın en sorunlu
ülkeler olduğunu belirtebiliriz. Bu iki ülkenin bütçe planlamalarına baktığımızda
ise tasarrufa gidileceğini yani yeni iş sahası yaratılmasının çok da mümkün
olmadığını söyleyebiliriz. Bu durumda işsizlik oranlarının önümüzdeki dönemde
de artarak devam eden bir sorun olacağını belirtebiliriz.
Ufak bir parantez de; İspanya’da
otomotiv sektöründen gelen rakamlara ayırmamız gerekir. Gelen verilere
baktığımız zaman; İspanya’da eylül ayında 35 bin araba satışı gerçekleşmiş ve
bu rakam ülke tarihinin en düşük satışına denk gelmektedir. ( İstatistikler
1989 yılından itibaren tutulmaktadır) Hükümet otomotiv satışlarını arttırmak
için çeşit yardım paketlerini devreye sokmaya çalışmaktadır. Böylelikle en
azından sektörlerden birini kriz çukurundan çıkarmayı amaçlamaktadırlar.
İspanya’da açıklanan bankacılık stres
testi sonuçları yüzleri güldürse de, belirli bir kesim tarafından ise
güvenilirliği sorgulanmaktadır. Stres
testi sonuçları; İspanyol bankalarının toplam 59.3 milyar euroluk eksik
yaşadıklarını göstermektedir. Sonuçların; beklenen 100-70 milyar euroların
altında kalması dikkat çekicidir.
Ekonomistler; İspanya’nın Avrupa
Birliği’nden mali yardım isteyen 4. Büyük ekonomi olacağını beklemektedirler. Uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşu Moody’sin, önümüzdeki günlerde İspanya’nın kredi
statüsünü düşürerek “çöp” olarak belirlemesi gündemde oluşu bu tezin
tutarlılığını arttırmaktadır. Bütün bu
gelişmelerin ardından Avrupa Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu
Başkan Yardımcısı Olli Rehn, İspanyol Hükümeti'nden yardım talebi gelmesi
halinde ''harekete geçmeye hazır olduklarını'' söyledi.
Sonuç olarak matadorlar önümüzdeki
süreçte oldukça zor günler bekliyor. Avrupa’da krizin etkisinin kısa vadeli
çözümlerle gerçekleşmesini bekleyen ütopik düşünceye artık yer olmadığı herkes
tarafından kabul görmektedir. Avrupa’nın en büyük sorunu olarak istihdam göze
çarpmaktadır. Bütçe kısıntılarının yaşandığı bu dönemde, istihdam sorununa bir
çözüm oluşturmak pek olası gözükmemektedir.